[two]
Büyük Selçuklular, Batıya yönelmeleri ve “yolu üzerindeki İran ile Bizans”ın İstihbarat çalışmaları sonucunda ikiye bölünmüş ve Anadolu Selçukluları bu büyük imparatorluk geleneğini sürdürmüştür. Anadolu kapılarına yönelen Selçukluların kılıç fethinden önce İstihbaratçılar aracılığı ile bu topraklan ele geçirdiklerini görüyoruz.
Dünya gerillacılık tarihinin ilk örneklerinden olan Caka Bey, Anadolu’nun doğu kapısından Adalar Denizi (Ege Denizi)nden çıkmayı başarmış bir komutan İstihbaratçıdır. Caka Bey, karada, Bizans topraklarında ilerledikçe, yakaladığı önemli subay, veya yerel yöneticilerin verdiği bilgileri derhal Sultana bildiriyor, konumuna veya durumuna göre haber aldığı kişiyi ya birçok hediyeler vererek özgür bırakıyor ya da öldürtüyordu. Ege’ye varan Cakan Bey, kara harekatı ve İstihbaratçılığı ile yetinmemiş, denize de açılmıştır. Ege’deki ticari hayatı ve dünyanın diğer kıyılan ile olan bağını görmüş derhal sultana raporlar göndererek Ege denizini kontrol altına almayı önerecekti.
Caka Bey in raporlarına ehemmiyet veren Sultan, Kara birliklerini Ege’ye doğru kaydırarak hem Bizans’ı Anadolu’dan sökmüş hem de, İstihbarata değer veren bu gerillacı komutanının arkasını boş bırakmayacaktı.
Dikkat edilirse, Türklerin Anadolu’ya yayılışı, direkt ülkeyi ortadan ele geçirme yöntemiyledir. Kuvvet merkezi Orta Anadolu olmak üzere Güneyden de Bizans’ı sıkıştıran Selçuklular, böylece Anadolu hakimiyetini daha erken tamamlamıştır. Bunda Caka Bey’in gerillacı taaruz ve istihbari faaliyetlerinin katkısı oldukça büyüktür.
Kara kuvvetlerini Ege’ye kaydırılması ile birlikte Ege Denizi’nde boy gösteren Türkler, kısa zamanda bu bölgedeki ticaretten en önemli payı almayı başarmışlardır. Bugün Batı Anadolu ile Ege’deki Bizans yerleşim birimlerinde yapılan kazılarda gerek Selçuklu sikkeleri ve gerekse Selçuklu eşyalarının bulunması bu tezi güçlendirmektedir. Kara ekonomisine sahip olan Selçukluların günün en önemli ticaret merkezlerinden olan Ege havalisinde Bizans seçkinlerinin evlerine ürettikleri eşyalarla girmesi, aslında bu devletin İstihbaratta Bizans’ı ne kadar çepeçevre sarmaladığını görmekteyiz. Günün İstihbaratçılarının tüccar, gezgin, ozan ve din adamlarını göz önünde bulundurduğumuzda bu iddianın hiç de yabana atılır yanı olmadığını görürüz.
[/two]
[two_last]
[/two_last]